Makaleler
Bir taraftan çocuklarımız adına ve belki de güneşin sıcaklığını hissederek kendi adımıza sevinirken, diğer taraftan pek çoğumuzun içinde hafif kaygıların da olduğunu görür gibiyim. Nedir bu hafif kaygı? Yaz tatilinde çocuklarımızın nasıl vakit geçireceğine dair duyduğumuz kaygı olabilir mi? Yaz okuluna mı versem? Anneanne/babaannesiyle yazlığa mı göndersem? İlk ay evde biraz oynasın eve doysun ama
“Önceliklerinizi ve onlara ayıracağınız zamanı belirleyin, yoksa bunu sizin adınıza başkası yapacaktır.” Harvey Mackay Şu anda yaşamınızda en çok zamanımızı alan rolünüz hangisi? Çalışan rolü mü? Ebeveyn rolü mü? Arkadaş rolü? Eş rolü? Ev işlerine ayırdığınız zaman, iş işlerinize ayırdığınız zaman? Bu sizi tatmin ediyor mu? Önceliklerinize uygun mu? Öncelikler oluşturmak, hayatımızın çeşitli yönlerine farklı
Geçen gün bir okulda kitap imza günü etkinliğimde öğrencilerle harika vakit geçirdik. O gün ve diğer günlerde gözlemlediğim ve her birinizin evde de sıklıkla karşılaştığı çocuklarımızın birbirini şikayet durumunu çoktandır yazmak istiyordum. Yazmak istiyorum çünkü bir değil de birkaçı birden şikayet ettiğinde ortalığın nasıl karıştığını ve birbirlerini nasıl kopyaladıklarını görüyorum. Çocuklar birbirlerini şikayet ettiklerinde kendi
“Aaaaah yeter, zaten bütün gün işten kafamı kaldıramadım!” Yukarıdaki cümle bir annenin eve geldiğinde sırf ona ilgi göstersin diye mızmızlanan çocuğuna verdiği tepki cümlesidir. Size de bir yerlerden tanıdık geliyor mu? İşte yaşadığınız engellenmişlik duygunuzu, eşinizle olan bir anlaşmazlığı ya da markette kasada uzun bir kuyruğa sabretmek zorunda kalmış olmaktan duyduğunuz sıkıntıyı çocuklarınıza yansıtmayın. Bitkinsiniz
“Bize ağır gelen hayat değil, yükümlülükleri üstlenme tarzımızdır.” Elizabeth Potier Ebeveynlik mesleği, doğası gereği zordur. Çocuklarımızın eğitimleri konusunda kendi kendimize sorduğumuz sorular, duyduğumuz kaygılar bir yana; çocuklarla birlikte olmak, gün içinde çok fazla enerji ve zaman gerektirir. İşiniz yalnızca bundan ibaret olsaydı çok daha kolay olurdu ama ebeveyn rolüne, sorumluluklarına bir çok iş daha eklenir.
Bir senenin daha sonuna geldik. Çocuklarımız bir sene boyunca alın teri döktükleri üniversite hazırlığının karnesini aldılar. Puanlar ve sıralamalar belli oldu. Şimdi sıra geldi yerleştirmeye. Bizim halk diliyle “Kızım/oğlum sen olacaksın?“ şekilde sorulan soruya. Burada gerçekten uzun uzadıya ve aslında hep bildiğiniz şeyleri tekrar etmemek adına da kısa, öz ve samimi cümleler kuracağım. “Kuzguna yavrusu..” şeklinde
Bazı ebeveynler çocuklarının her hareketini kontrol etmeye çalışır. Ancak çocukların kendi kendilerine hareket etmeyi öğrenmelerini bu şekilde sağlayamazsınız. Onların deneyim kazanmalarına izin verin. Hatalar da öğrenmemizi sağlayan kaynaklardır. Kendi kopyanızı oluşturmaya çalışmayın Çocuk eğitmek kendi kopyamızı oluşturmaya çalışmak değil, bir yandan önemli bulduğumuz değerleri ona aşılarken aslında kendisi olması için ona yardım edebilmektir. Kişiliğinin gelişebilmesi
Çocuklar, sürekli eleştiriye maruz kalırlarsa genellikle başarısızlık korkusu geliştirirler. Eleştiri, güvensizliğin belirtisidir. Anne babalarının beklentileri ve mükemmelliyetçiliği nedeniyle pek çok sayıda genç; sporda, sanatta, müzikte ya da okulda başarıyı tadamamışlardır. Ne kadar çok sayıda çocuk, “Gerçek dışı” düşüncesini anne veya babasının gülerek karşılamasından düş kırıklığına uğramıştır. Bir çocuğa bağırdığınızda, O’nu kızgınlıkla eleştirdiğinizde ya da kişiliğine
Sömestr tatili yaklaşıyor. Tüm anne babalarda tatili planlamanın yanı sıra çocuklarının bu süreçte bilgisayar /teknoloji dünyası ile ilişkisini nasıl kuracakları soru işareti şeklinde. Çünkü çoğu ebeveyn bu durumun olumsuz bir şekilde kullanıldığı ile ilgili sıkıntılı. O halde bu durumu en ana hatlarıyla özetlemeye çalışayım. Bir dijital rehber kıvamında 10 madde sunacak olursam: 1.Öncelikle siz, dijital
ELİNDEN TELEFON DÜŞMÜYOR, BÜTÜN GÜN TV SEYREDİYOR, KAFASINI ÖNÜNDEKİ ELEKTRONİK ALETTEN KALDIRMIYOR, DIŞARIYA ÇIKARTAMIYORUZ. Çocuklarımız, gençlerimiz ne istediklerini bilmiyorlar. Bilmiyorlar çünkü; Farkındalıkları yok HAYALLERİ yok, Hedefleri yok, Günü kurtarırcasına yaşıyorlar… Hepimiz anne baba olarak şikayet ediyoruz: “Elinden telefon düşmüyor, bütün gün TV seyrediyor, kafasını önündeki elektronik aletten kaldırmıyor, dışarıya çıkartamıyoruz” vb.. Çözümsüz kaldığımızı düşünüyoruz. Olaya
HERKES İLETİŞİMSİZLİKTEN ŞİKAYET EDİYOR. PEKİ, İLETİŞİM KURARKEN DOĞRU İFADELER KULLANIYOR MUYUZ HİÇ DÜŞÜNDÜNÜZ MÜ? Herkes iletişimsizlikten şikayet ediyor. Ya da anlaşılmamaktan, birbirini anlamamaktan. Anneler diyor ki: Oğlum/kızım beni anlamıyor! Çocuklar diyor ki: Annem/babam beni anlamıyor! Çocuklarımızla etkili konuşabilmenin en iyi yolu, anlaşılabilir kelimeler ve cümleler kullanarak onların duygularını kabullenmek ama aynı zamanda bunu sizin kurallarınızla
PEK ÇOK ÖĞRENCİ OKUMAKTAN, OKULLARIN AÇILMASINDAN SEVİNÇ DEĞİL, ÜZÜNTÜ DUYAR HALDELER. Okullar açıldı. Çocuklarımız okumaya başladılar. Hepinizin bildiği yukarıdaki cümleye göre de “büyük adam olma” yolunda adım atmaya devam edecekler. Tabii kime göre, neye göre “büyük adam olmak” .. “Büyük adam olmak” ne demek? “Sadece okumayla mı büyük adam olunur?” gibi pek çok soru cümlesi
ÇOCUKLARIMIZIN PEK ÇOĞU TATİLDE KİTAP KAPAĞI BİLE AÇMAK İSTEMİYORLAR. Çocuklarımızın pek çoğu tatilde kitap kapağı bile açmak istemiyorlar. Çocuklarımız hakikaten okul sezonunda çok mu çalışıyorlar/bıkıyorlar da tatilde kitap kapağı bile açmak istemiyorlar. Ya da “tatil” denilen kavramın içeriğini yanlış mı dolduruyoruz? Bu iki soru çok önemli! Ben bu yanılgıyı ikinci soruya bağlıyorum. Çocuklarımız ve beraberinde
HEPSİNİN EN BÜYÜK ARZUSU İSTEDİKLERİ VE HEDEFLEDİKLERİ SONUCA ULAŞABİLMELERİ… Heyecan dorukta. LYS sınav günleri yaklaştı. Öğrenciler seçtikleri ve bir yıl boyunca çalıştıkları branşlarda sınavlarına girecekler. GİRECEKLER, YAPACAKLAR VE ÇIKACAKLAR!.. Hepsinin en büyük arzusu İSTEDİKLERİ SONUCA, HEDEFLEDİKLERİ SONUCA ulaşabilmeleri. Bunun için hazırlık süreçlerinde ne istediklerini, niçin istediklerini ve bunun için neler yapmaları gerektiğini iyi bilmeleri ve
PEK ÇOK ANNE-BABA ÇOCUĞUNUN DERS ÇALIŞMASI KONUSUNDA MUCİZE BEKLER, AMA BEKLEDİKLERİ MUCİZENİN GERÇEKLEŞMESİ İÇİN ZAMANA İHTİYAÇ VARDIR. Çocuğum çok ders çalışıyor, fakat başarısız! Çocuğum çok ders çalışmıyor, ama gayet başarılı. Çocuğum hiç ders çalışmıyor, bu nedenle başarısız! Çocuğum ders çalışıyor, gayet başarılı. Yukarıda sıraladığım öğrenci profillerinden hangisi sizin çocuğunuz için uygun? Çocuğunuz en son profilde
ÇOCUĞUNUN DERSLERİNDEKİ BAŞARISIZLIKLA İLGİLİ GELEN AİLELER, OKLAR KENDİLERİNE ÇEVRİLİNCE RAHATSIZ OLUYORLAR “ÇOCUĞUMUZ BAŞARISIZ, BİZ DEĞİL!” DER GİBİ… Çocuğunun derslerindeki başarısızlıkla ilgili gelen aileler, oklar kendilerine çevrilince rahatsız oluyorlar “Çocuğumuz başarısız, biz değil!” der gibi… Oysa her sorun, çevresiyle bir bütün değil midir? ÇOCUKLARIMIZ DERSLERİNDE NEDEN BAŞARISIZ OLUYORLAR? • Aile içinde “başarı” çok önemsendiği için olabilir.
ÇOCUĞUNUZA HER KOŞULDA ONU SEVDİĞİNİZİ VE YANINDA OLDUĞUNUZU HİSSETTİRİN. İkinci Teog sınavına sayılı günler kaldı… Anne babalar çocuklarından daha heyecanlı ve merak içindeler. Kimi anne baba bu heyecanı yansıtırken kimi de yansıtmamayı başarabiliyor. Bazı anne babalar çocukları değil de kendisi sınava girecekmiş gibi hissediyor. Kendi öğrencilik dönemlerine/kayıtlarına geri dönüyorlar. Ve zor bir süreç geçiriyorlar. PEKİ
BAŞARI” SÖZCÜĞÜNÜ AŞIRI ÖNEMSEMEYİN VE BU SÖZCÜĞÜN ALTINDA ÇOCUKLARINIZIN EZİLMESİNE İZİN VERMEYİN! Beklenen gün geldi! YGS sonuçları açıklandı. Dün akşamüzeri bir öğrencim beni arayarak YGS sonucuna kendi bakmayacağını, pazar günü görüşmemiz sırasında benim yanımda bakacağını iletti. Nedenini sorduğumda, “Geçen seneki gibi hüsrana uğramak ve vazgeçmek istemiyorum” dedi. Üniversite sınavına ikinci kez hazırlanıyor. “Ne dersiniz, sizce