Bize Ağır Gelen Hayat Değil! – 06.10.2017 / Hürriyet Aile
“Bize ağır gelen hayat değil, yükümlülükleri üstlenme tarzımızdır.”
Elizabeth Potier
Ebeveynlik mesleği, doğası gereği zordur. Çocuklarımızın eğitimleri konusunda kendi kendimize sorduğumuz sorular, duyduğumuz kaygılar bir yana; çocuklarla birlikte olmak, gün içinde çok fazla enerji ve zaman gerektirir. İşiniz yalnızca bundan ibaret olsaydı çok daha kolay olurdu ama ebeveyn rolüne, sorumluluklarına bir çok iş daha eklenir.
Anne baba olmanın yanı sıra, çoğunuz aynı zamanda çalışansınız ve bu nedenle günleriniz zaten yoğun, hem de çok yoğun! Bu ve pek çok nedenle çalışan olmakla ebeveyn olmak arasında sıradan geçer durur saatlerimiz, günlerimiz, aylarımız… Çoğumuz hem de pek çoğumuz hem yoğunluktan hem de sıradanlaşan bu “gel git”lerden yorulmuşuzdur. Yorulmaktan da öte SIKILMIŞIZDIR!
Peki Ne Yapmalı?
Sürekli bu sıkılmışlıkları ve yoğunlukları konuşmayı bırakmalı.
Arkadaşlarımızla her geçen gün ve gece iyi yönetemediğimiz zamansızlığımızı konuşmaktansa kendimize hangi artıları katabildiğimizi, neleri/neyi farklı yapabildiğimizi konuşmalı.
Ve her şeye çözüm odaklı yaklaşmalı. “…….ise, peki şimdi ne yapabilirim?”
Ve okulların yeni başladığı şu günlerde okula bizim değil, çocuğumuzun gittiğinin farkında olmalı ve okulla ilgili sorumluluklarını çocuğumuza devretmeliyiz.
Aksi takdirde “Biz, dün akşam ÖDEVİMİZİ yaparken çok sıkıldık.” cümlesinden kurtulmamız mümkün değil. Ödev kimin ödevi ve siz kimsiniz?
Haydi vakit nakittir, iyi planlayalım günümüzü. Çocuklarımız okullarına, biz işlerimize. Eve döndüğümüzde o gün için neyi farklılaştırabiliyorsak da kolları sıvayalım. Bir arpa boyu yol almak bile önemli… Öyle değil mi?
Sevgiyle,
Mürüvvet Adalı Uygun
Eğitim ve Başarı Danışmanı
Yayın Yeri : 
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
İlginizi Çekebilecek Diğer Konular
Bugün üniversite adaylarının tercih yapma şanslarının son günü. Pek çok seçim listesi yerine ulaştı. Pek çok genç, pek çok üniversite, pek çok puan birbirinin içine girecek sarmaş dolaş, sonra ayrışacak ve oyun makinesinden düşen paralar gibi “trink, trink” seçimler hedefini bulacak.” X öğrenci, Y üniversitesine girmeye hak kazandınız “ vb gibi… Gençler, uzun bir yolculuktan
ÜNİVERSİTE SEÇİMLERİ SIRASINDA ÇOCUĞUNUZUN TERCİHLERİNİ, SİZİN İSTEKLERİNİZDEN ÖNDE TUTUN! Üniversite sınavları bitti, tercihler yapıldı, sonuçlar açıklandı. Kimileri mutlu, kimileri üzgün. Öğrenciler sınav stresinden daha çok, tercih yaparken zorlandılar ve bu sene nedendir bilmem kulağıma her seneden daha fazla yukarıda başlık olarak belirlediğim cümleye dair sorunlar geldi. “Ben olamadım, hiç değilse o olsun!” Ve gençler bu
BEN HER TÜR SINAV SİSTEMİNDE BİR SONUÇ DEĞİL, SÜREÇ YÖNETİMİNİN DEĞERLENDİRİLMESİNDEN YANAYIM. AMA MADEM SİSTEMİMİZ BÖYLE O ZAMAN… Günlerdir size buradan bir şeyler yazsam mı diye düşünüyorum. Düşünüyorum çünkü zaten sınavı yönetmekle ilgili yazılı-görsel medyada, internette pek çok değerli bilgi bulunuyor. Kiminiz bu bilgilerden olumlu anlamda yararlanmaya çalışırken kiminiz son dakika paniği içerisinde belki de
Çocuklar, sürekli eleştiriye maruz kalırlarsa genellikle başarısızlık korkusu geliştirirler. Eleştiri, güvensizliğin belirtisidir. Anne babalarının beklentileri ve mükemmelliyetçiliği nedeniyle pek çok sayıda genç; sporda, sanatta, müzikte ya da okulda başarıyı tadamamışlardır. Ne kadar çok sayıda çocuk, “Gerçek dışı” düşüncesini anne veya babasının gülerek karşılamasından düş kırıklığına uğramıştır. Bir çocuğa bağırdığınızda, O’nu kızgınlıkla eleştirdiğinizde ya da kişiliğine
Çocuğunun ders çalışmadığından ya da çalışamadığından yakınan ve bunu kabullenemeyen aileler neler yapmalı? Anne-baba -en olağan haliyle çocuğunun yaşamında her şeyin mükemmel olmasını ister, istemekle kalmaz bunun olması için elinden gelen her şeyi yapar. Çocuğunuz ders çalışmıyorsa ya da çalışamıyorsa ve siz bunu kabullenemiyorsanız; 1. Bu işin bir suçlusu var mı? 2. Peki, bu işte
“Aaaaah yeter, zaten bütün gün işten kafamı kaldıramadım!” Yukarıdaki cümle bir annenin eve geldiğinde sırf ona ilgi göstersin diye mızmızlanan çocuğuna verdiği tepki cümlesidir. Size de bir yerlerden tanıdık geliyor mu? İşte yaşadığınız engellenmişlik duygunuzu, eşinizle olan bir anlaşmazlığı ya da markette kasada uzun bir kuyruğa sabretmek zorunda kalmış olmaktan duyduğunuz sıkıntıyı çocuklarınıza yansıtmayın. Bitkinsiniz
Yorum Yap